şiir

Odun
İstanbul'un ortasında bir bahçe
Silme güvercin tavanı
Yeşeren ekinlerin muştusunca
Eylül bitiminin aydınlık günü
Sıcacıktın aşklıydın bence
Sensizlikte bir yoksuldum yavandın
Şuramda saklı o sıcacık ekmeği
Senin doyumluk aşına bandım
Bakmakla doyulmaz çeşniden
Özle...mlerle ışımış bir yüzün vardı
Gayrı çil çil düzen yokluğunda kül kesilir
Bunca ömrüm varlığınla uzardı
Salt sana vergi umudu aşılamak
Dipdiri aklın fikrin yüreğince uluydu
İçin dışın boz ela gümrah gözlerin
Güzeli yeniydi
İstanbul'luydu
Hayatı bölüşürken güleçtik dobra dobraydık
Sana ekli yaşamak elbet içime sindi
Hani yüzümüzü ağartacak günlere teşne
Yoksun çağlar dost çağanlar içiydi
Sen vardın son yaz vardı bitişiğimde
Bambaşka gördüm ülkeyi halkı acunu
Gerçekliğin bacasında kopkoyu tüttün
Gürül gürül yanası ocağımın odunu
Kıvancım sensin ergem sensin bilgim sen
Kuşandıkça beni ben eden kılık
Barışta hürlükle sevdayla gelen
O cayılması ayıp mutluluk.
Metin Eloğlu


BUĞDAY VE TOPRAK

pencereyi açtım
elma ağacı serçe cıvıltısı ve kedi
güneşle döküldüler sabaha.
döküldü birdenbire yüzümün aynasına
...leylak kokusu ateş rengi bahardalı
gölgesi göle yansıyan karlı dağ.
bahar geldi dedim
ak bir buluta
kırlangıçların göğü biçişine bakarak.
Ahmet ÖZER

BAYRAK

Ey bir muharebe meydanında

Avuçları kanımla dolu,

Kafası gövdemin altında,

Bacağı kolumun üstünde,

Cansız uyanan insan kardeşim!

Ne adını biliyorum,

Ne günahını.

İhtimal aynı ordunun neferleriyiz,

İhtimal düşman.

Belki de tanırsın beni.

Ben İstanbul' da şarkı söyleyen

Teyyareyle Hambur' a düşen,

Majino' da yaralanan,

Atina' da açlıktan ölen,

Singapur' da esir edilenim.

Alınyazımı kendim yazmadım.

Bununla beraber biliyorum,

O yazıyı yazanlar kadar olsun,

Çiçekli dondurmanın tadını,

Cazbant sesindeki sevinci,

Meşhur olmanın azametini.

Sen de nimetler tanırsın biliyorum;

Çaydan, simitten,

Kalınca bir paltodan gayrı.

Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik

Bir kadeh

Black And White viski,

Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.

Kimi yıllık çalışmanın

Bir kurşunluk hükmü varmış,

Hayata

Harkof bölgesinde atılmakmış nasip;

Aldırma.

Biz bir bayrak getirdik buraya kadar;

Onu daha ileriye götürürler;

Şu dünyada topu topu

İki milyar kişiyiz,
Birbirimizi biliriz.


Orhan VELİ



YAĞMUR OLSAM

Sel taşkını bir akşamüstü
Bulutları bağrına basan
Ağaçlara sordum s...eni
Yaprak rüzgarı tutmaz dediler
Uzun uzun baktılar yalnızlığıma
Yangın yeri bir yürek
Bir de yağmur gösterdiler

Ne olur şu yağmurların
Birdenbire yağanı ben olsam
Rüzgarı düğümlesem saçlarına
Bir daha bırakmasam
Öpsem kirpiklerini
Süzülüp gözyaşlarına karışsam
Çağlayıp aksam çağlayıp aksam
Yüzündeki ırmaklarla geçsem ovaları
Dudaklarında denizlere çıksam

ADNAN YÜCEL

KAÇIŞA GAZEL

Birçok kere yitirdim denizde kendimi
Yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklarım
Dilim sevgiyle, acıyla dolu.
Birçok kere yitirdim denizde kendimi
Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi.

Kimse yoktur duymasın öpüşürken
Yüzü olmayan insanların gülümseyişini
Kimse yoktur dokunurken bir bebeğe unutsun
Durgun kafataslarını atların.

Çünkü aranır alında güller
O katı görünüşünü kemiklerin.
Başka işe yaramaz erkeğin elleri
Toprağın altındaki köklere benzemekten.

Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
Birçok kere yitirdim denizde kendimi.
Gidiyorum aramaya, suyu bilmeden,
Beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.


Federico Garcia LORCA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder