8 Haziran 2010 Salı

gizemleştirme

çağdaş burjuva dünyasında edebiyat ve sanat gizemleştirmeye yönelmiştir. gizemleştirme gerçekliği gizlerle örtmek demektir. bu eğilim herşeyden çok yabancılaşmanın sonucudur. sanayileşmiş, nesnelleşmiş çağdaş burjuva dünyası , içinde yaşayan insanlarca öylesine yabancılaşmış, toplumsal gerçekler öylesine anlaşılmaz olmuş , bu gerçekliklerin bayağılığı öyle aşırı boyutlar kazanmıştı ki , yazarlar ve sanatçılar her şeyin dış kabuklarını kırabilmek için her olanağı kullanmak zorunda kalmışlardır. bir yandan dayanılma derecede karmaşık bir gerçekliği yalınlaştırma , onu temel özüne indirgeme isteği , bir yandan da insanları maddi değil de , temel insan ilişkileriyle bağlıymış gibi gösterme isteği sanatta mit'i , efsaneyi yaratır. klasik sanatın eski mitlerden yararlanışı sadece biçimseldi. romantik sanat ise , burjuva topluluğunun yavanlığına başkaldırırken 'salt tutku'yu aşırı, özgün ve değişi k olan her şeyi anlatmak için mitlerden yararlanmayı seçti. gerçekte geçerli olan yöntemin sakıncası , daha başlangıçta , tarih içinde gelişen insana karşı tarihdışı 'öz insan'ı , 'zamanla koşullu' nun karşısına 'değişmez'i çıkarmasıdır.

çağdaş burjuva dünyasındaki gizemleme ve mit yaratma toplumsal kararlardan az çok bir iç rahatlığı inçinde kaçmayı sağlıyordu. toplumsal koşullar, zamanımızda olup bitenler ve her türlü çelişme, zamandışı, gerçekdışı, süresiz, uydurulmuş, değişmez bir 'ilk varoluş' düzeyine aktarılıyordu.tarihsel bir anın belirli niteliği genel bir 'varolma' düşüncesi olarak gösteriliyordu. toplumla koşullu dünya, evren içinde koşulsuz bir dünya olarak tanımlanıyordu. böylece 'yabancı'yalnız toplumsal sürece katılma ödevinden sıyrılmakla kalmıyor, 'bayağı'insanların arasından kurtulup 'benzerleri' arasına yükseliyor ve 'ödev sorumluluğunu ' benimsemiş olan kardeşlerinin beceriksiz çabalarına alaycı bir üstünlükle tapeden baıkıyordu.

sanatın gerekliliği kitabından/ernst fıscher

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder