çoğu kişi birinci dünya savaşı'na son savaş , sonucunaysa özgürlüğün kesin zaferi gözüyle bakmıştı. mevcut demokrasiler daha da güçlenmiş göründü, eski krallıkların yerini yeni demokrasiler aldı. ne var ki insanoğlunun , yüzyıllar süren savaşımı sonucu kazandığını sandığı her şeyi yokumsayan yeni sistemlerin ortaya çıkması için yalnızca birkaç yılın geçmesi gerekiyordu.
insanların toplumsal ve kişisel yaşamlarını tümüyle ve de etkin olarak denetimi altına alan bu yeni sistemlerin özü , bir avuç insan dışında herkesin, kendilerinin denetleyemedikleri bir yetkeye boyun eğmelerine dayanıyordu.
başlangıçta çoğu kişi, yetkeci dizgenin zaferinin, birkaç bireycinin çılgınlığı sonucu ortaya çıktığını ve bu çılgınlığın onları zaman içinde kendi düşüşlerine götüreceği düşüncesiyle avundu. diğerleriyse , kendini beğenmiş havalarda. italyanların, ya da almanların, yeterince uzun bir demokrasi deneyiminden yoksun olduklarını, bu yüzden de batı demokrasilerinin siyasal olgunluğuna ulaşmalarını beklemek gerektiğini düşündü. başka bir yanılsamaya göreyse hitler gibiler, yalnız ve yalnız kurnazlık ve hileyle devlet aygıtının tümünü ele geçiirmişler , onun üzerinde etki ve yetke sahibi olmuşlardı;
bu insanlar ve onların uyduları, düpedüz zor kullanarak yönetiliyorlardı: bütün insanlarsa, ihanet ve terörün iradesiz nesnelerinden başka bir şey değildi.
özgürlükten kaçış/erıch fromm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder