İnsan yansıtılan dünya içerisinde kendine özgü dünyasını yaratıp o dünyayı kendine özgü kılmakla gerçek benliğine kavuşur
7 Ekim 2010 Perşembe
XIX. yüzyılda gerçekçi görüşü yaratan etkenler
XIX. yüzyıla değin düşünürler din ve bilimi, ancak kendilerinin işleyebilicekleri konular arasında sayıyorlardı. ancak bilim artık felsefnin fantezist gerçeğinden ayrılıyor objektif gözlem ile deneyin yarattığı labaratuvar içinde kendi yeni ve gerçek yerini buluyordu. X...VII. ve XVIII. yüzzyıllar, aklın soyut mantığına dayanıyorlardı. XIX. yüzyıl ise deney, teknik ve buluşlar yüzyılı oluyordu. buhar makinesi, elektirk jeneratörü ve röngen ışını gibi eski felsefecinin aklına bile gelmeyen buluşlar, bilimin labaratuvarda bulup geliştirdiği yeniliklerdi. bu nedenle deneyin yarattığı yeni buluş ve teknikler, bu yüzylın felsefesini de etkiliyorlardı. öyle ki gözlem , deney ve teknik, yeni düşünceyi oluşturuyor ve buçağ insanının kafasını çağın geğine göre yeniten biçimlendiriyordu. düşünülerek bulunan çözümelemeler yerine deneye dayanan çözümlemeler, sağlıklı ve isabetli bir düşünme biçimi yaratıyordu. bu gözlem ve deneyler sonunda birey doğadan ayrı bir varlık değil, doğanın parçası olduğunu anlıyor; aklı ile doğaya egemen olma mantığığına ve gücüne ulaşıyordu. bu bakımdan insanoğlu artık eskisi gibi bilimin prensiplerini saptayıp onun soyut ve platonik hazzı ile yetinmiyor ; aksine , yapılan deneylerin ve buluşların sonuçlarını değerlendirerek bunları yaşama yararlı olanaklar haline getiriyordu. demek ki , daha geçen yüzyılda düşünceden, uygulamaya, uygulama sonuçlarından da düşünceye geçilerek, mantık zincirinin halkalarında , tekinik olaranakların gerçekliği yer alıyordu. bu nedenle XIX. yüzyıl , düşüncenin, akli değerlerden pratik değerlere yöneldiği bir dönem oluyordu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder