İnsan yansıtılan dünya içerisinde kendine özgü dünyasını yaratıp o dünyayı kendine özgü kılmakla gerçek benliğine kavuşur
7 Ekim 2010 Perşembe
Ontoloji Açısından Varlık
B. Ontoloji Açısından Varlık 1. Varlığın Var Olup Olmadığı Problemi Varlığın var olup olmadığı ontolojinin temel problemlerinden biridir. Bu probleme ilişkin görüşler iki ana başlık altında toplanır: Varlığın var olmadığını ve varlığın var olduğunu kabul eden görüşler.... * Nihilizm : Kendisinden kuşku duyulamayan hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve maddesel gerçekliğin varlığını reddeden bir görüştür. En önemli temsilcileri Gorgias ve Friedrich Nietzsche' dir. * Taoculuk : Dış dünyadaki varlıklar var olmasalar bile gerçekten var olan bir varlıktan söz edilebilir. Bu Tao'dur. Tao, evrenin düzenidir; bütün olayların kendisinden çıktığı "sonsuz öz" dür. Gerçek tüm çeşitliliğine rağmen tektir. Olaylar dış görünüşlerden başka bir şey değildir, her şey görecelidir, aldatıcı dünya varlıktan yoksundur. Taoculuğun kurucusu Lao Tse'dir. * Realizm : Dış dünyanın gerçekten var olduğunu ileri süren öğretidir. Bu öğretiye göre dış dünya bizden bağımsız ve nesnel olarak vardır. 2. Varlığın Ne Olduğu Problemi Varlığı var olarak kabul eden görüşler, varlığın ne olarak var olduğu problemi üzerinde faklı görüşlere ayrılmışlardır. a) Varlığı oluş olarak kabul edenler : İlkçağ felsefesinde evrenin sürekli bir değişim, akış ve oluş halinde olduğunu ileri süren ilk düşünür Herakleitos (M.Ö. 540-480)'tur. Ona göre evrenin ana maddesi ateştir. Ateşten oluşan her şey yine ateşe dönecek, ama ateş yeniden her şeyi yaratacaktır. Evrende durağan hiçbir şey yoktur. Her şey sürekli bir değişim, oluş içindedir.Doğa gibi insanın kendisi de bedeni ve ruhuyla sürekli bir değişim halindedir. Herakleitos'a göre evren, boyuna akan, durmadan değişen dönüşümlü olarak yok olup yeniden ortaya çıkan bir süreç bir oluştur. Varlığı oluş olarak kabul eden filozoflardan biri de Alfred N. Whitehead (1861-1947)'dir. Ona göre evrende mekanik bir düzenin olduğu görüşü yanlıştır. Evren sürekli bir oluş içindedir. Bu oluşta her şey birbirine bağımlıdır. Her varlık, var olmak için başka bir varlığa muhtaçtır. Whitehead, evrende birbirini tamamlayan karşıt iki güç olduğu görüşündedir. Bu güçlerden biri evrene "yaratıcılık" diğeri "süreklilik olanağı verir. Böylece evren, canlı bir oluş olarak varlığını sürdürür. Whitehead bu görüşünü şöyle dile getirir: "Evrenin akıp geçmekte oluşundan başka bir temel doğru yoktur." b) Varlığı idea olarak kabul edenler : Varlığın ilk ve en önemli ögesinin idea olduğunu öne felsefi öğretiye idealizm denir. Varlığı idea kabul eden filozoflardan Platon, Aristoteles, Farabi ve Hegel'dir. * Platon (M.Ö. 427-347) : İdealizm kurucusudur. Platon, varlık sorununu gerçek varlığın bir ve değişmez olduğunu ileri süren Parmenides'in görüşleriyle Herakleitos'un oluş felsefesini birleştirerek çözmeye çalışmıştır. Platon'a göre birbirinden tamamen farklı iki dünya (evren) vardır. Biri nesneler dünyası, diğeri idealar dünyasıdır. Nesneler dünyası sürekli olarak oluşan, değişen ve yok olan objelerin dünyasıdır. İdealar dünyası öncesiz ve sonrasız (ezeli ve ebedi) olan evrendir. Platon'a göre günlük yaşamda görülen her şeyin (iyi, güzel, insan, at, ağaç vb.) bir ideası vardır. Tüm ideaların üstünde yer alan "İyi ideası"dır. * Aristoteles ( M.Ö. 384-322) : Aristoteles de varlığın ilk ve en önemli öğesinin idea olduğu görüşündedir. c) Varlığı Madde Olarak kabul edenler : Varlığın özünü madde olarak kabul eder.İdea cinsinden özlerin ise ancak maddeye bağlı olarak varlığını sürdürdüğünü öne sürer.En Önemli temsilcileri ilk çağ’da Naiv Materyalizmi temsil eden doğa filozofları (Thales,Aneximenes,Aneximandros,Demokritos vb.),Yeni Çağ’da Mekanik materyalizmi temsil eden La Metrie ve günümüzde diyalektik materyalizmi temsil eden K.Marx’tır. d) Varlığı hem madde hem de idea olarak kabul edenler : Descartes tarafından temsil edilen bu yaklaşım idealizmle materyalizmi sentezlemeyi denemiştir. Ona göre varlığın özünde bir değil iki cevher bulunmaktadır: madde ve idea.Bu ikisini birbirinden ayırmak olanaksızdır.Bu yaklaşım iki cevher saptamasında bulunduğu için dualizm(ikicilik) adını alırken diğer yaklaşımlar varlığın özünü tek cevherle açıkladıklarından tekçilik(monizm) adını almışlardır. e) Varlığı fenomen olarak kabul edenler : Varlığı Fenomen kabul etme.Edmund Husserl tarafından temsil edilen bu yaklaşıma öre insan varlığa değerler yükleyerek yaklaştığından onun özüne hiç yaklaşamamaktadır.Varlığın özü değerlerden arındırılmış(ayraç içine alınmış) salt varlığın kendisidir.Buna Husserl “fenomen” adını vermiştir.Kısacası “fenomen” insanın varlığa yüklediği tüm değerliklerin arındırılmasından sonra artakalan özüdür.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder