"evren karşısındaki, kendiliğinden tavrım ne olurdu? herhalde çok karanlık bir tavır olurdu.birinci tez olarak tam bir boşunalığı ve yararsızlığı öne sürüyorum: temelde hiçbir şey var. kelimeyi gerçek anlamında kullanıyorum.sonuçta yitip giden nesnelerin kırıntıları gibi. evrene bakın, büyük bir boşluk.ama sonra şeyler nasıl ortaya çıkıyor? burada kuantum fiziğine kendiliğinden bir sempati duyuyorum.evrenin pozitif yüklü bir boşluk olduğu fikri hakim.ama sonra bazı...şeyler ortaya çıkıyor ve boşluğun dengeleri bozuluyor.bu fikir benim çok hoşuma gider.var olanın sadece hiçbir şey olmadığı,orada bazı şeylerin olduğu gerçeği.bu da bir şeylerin korkunç biçimde ters gittiği anlamına geliyor.yaratılışın bir tür kozmik dengesizlik,kozmik felaket olduğunu ve şeylerin bir hata sonucu var.olduklarını söylüyoruz.hatta ben daha da ileri giderek buna karşı koymanın tek yolunun hatayı üzerimize alıp sonuna kadar gitmekten geçtiğini öne sürüyorum.buna bir de isim bulmuşuz. sevgi diyoruz. sevgi tam da bu türden bir kozmik dengesizlik değil mi? dünyayı seviyorum veya evrensel sevgi gibisinden kavramlardan oldum olası iğrenmişimdir.ben dünyayı sevmiyorum. dünyadan nefret ediyorum ile dünyayı takmıyorum arasında bir yerlerdeyim.ama gerçekliğin tamamı bundan ibaret.çok aptalca. bu var ve ben onu umursamıyorum.benim için sevgi aşırı derecede şiddet içeren bir eylem sevgi hepinizi seviyorum demek değil.sevgi, bir şeyi seçiyorum anlamına geliyor ki burada yine o dengesizlik yapısı var.bu şey küçük bir ayrıntıdan, kırılgan bir bireyden ibaret dahi olsa...diyorum ki seni her şeyden çok seviyorum.bu gayet resmî manada, sevgi kötülüktür."
slavoj zizek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder