"bugünkü durumun tuhaflığını düşünün.bundan 30-40 yıl önce hâlâ geleceğin ne olacağını tartışıyorduk; komünist mi, faşist mi, kapitalist mi, her neyse.bugünse artık bunu tartışan yok. hepimiz sessizce küresel kapitalizmin kalıcı olduğunu kabullendik. öte yandan, kozmik felaketler bizde bir saplantı halini aldı. yeryüzündeki yaşamın bir virüs ya da dünyaya çarpacak bir asteroid yüzünden bütünüyle sona ereceğinden korkuyoruz. asıl paradoks şu ki yeryüzündeki yaşamın nasıl son bulacağını hayalimizde canlandırmak, kapitalizmin mütevazı bir kökten değişim geçireceğini hayalimizde canlandırmaktan çok kolay bu da "ütopya"yı yeniden icat etmemiz anlamına geliyor.ama hangi anlamda? ütopyanın iki sahte anlamı var. birincisi, ideal bir toplum hayal etme kavramı ki bunun asla gerçekleşmeyeceğini biliyoruz.diğeriyse, yeni ve sapık arzularla kendini bulan kapitalist ütopya ki bu arzuları doyurmanıza izin vermekle kalmıyor sizden onları doyurmanızı adeta rica ediyor.gerçek ütopya ise, durum meselesiz olduğunda; olası ölümün koordinatları dahilinde çözümlenebilmesinin bir
yolu bulunmadığında ortaya çıkar.saf bir hayatta kalma güdüsünden yola çıkarak yeni bir mekan icat etmek zorundasınız. ütopya özgür bir imgeleme değildir.ütopya en içten gelen bir zorunluluk meselesidir.onu tek çıkış yolu olarak hayal etmek zorunda kalırsınız ve bugün ihtiyacımız olan da budur. "
slavoj zizek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder