Gerek söylem gerekse bilgi-iktidar ilişkisi kavramlaştırmaları,
açıktır ki, bizim hazır bulduğumuz tüm kavramsal yapıları
sorgulamamızı ve tarih anlayışımızda ciddi değişiklikler yapmamızı
gerektirir. dolayısıyla tarihi, dokümanlardan hareketle,
sanki bu dokümanlar, kendinde ve gerçekten tarihi anlamamızda
...hafıza olmak gibi bir fonksiyon görüyormuşçasına ele alabilmemiz
mümkün değildir. Buna göre “tarih, bir toplum için, kendisinden
ayrılmayan, bir doküman yığınına statü verme ve hazırlamanın
belirli bir biçimine” tekabül etmektedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder