Klee’nin bir resmi vardır ki onu diğer tüm resimlerinden ayırır. Bu resim çizildikten bir yıl sonra, 1921’de Almanya’da ünlü düşünür Walter Benjamin tarafından satın alınan Angelus Novus’tur. Benjamin’in uzun ve ızdıraplı sürgün hayatı boyunca yanından ayırmadığı bu minik, sulu boya resim ünlü düşünüre Tarih Felsefesi Üzerine Notlar’ı yazarken ilham perisi olmuş ve resim çizilirken Klee’nin belki aklından bile geçirmediği bir anlam yoğunluğuyla zenginleştirilerek temsil ettiği bağlam değişmiş ve tarih yazımı, felsefe, Marksizm ve materyalist tarih kuramına ışık tutacak bir ikon haline gelmiştir. Angelus Novus “yeni melek” anlamına gelir.
Benjamin bir Alman yahudisiydi, ateistti, Marxistti ve doğal olarak Nazilerin hışmından kurtulamadı. İkinci dünya savaşı boyunca çeşitli Avrupa ülkelerinde sürgün hayatı yaşadı, planı Amerika’ya kaçmaktı ancak,1940’ta İspanya-Fransa sınırında yakalanacağını anlayınca intihar ederek yaşamına son verdi.
Benjamin’in Tarih Felsefesi Üzerine Notlarının dokuzuncu bölümü şöyledir:
“Klee’nin Angelus Novus adlı bir resmi vardır. Bir melek betimlenmiştir bu resimde; meleğin görünüşü, sanki bakışlarını dikmiş olduğu bir şeyden uzaklaşmak ister gibidir. Gözleri, ağzı ve kanatları açılmıştır. Tarihin meleği de böyle gözükmelidir. Yüzünü geçmişe çevirmiştir. Bizim bir olaylar zinciri gördüğümüz noktada, o tek bir felaket görür, yıkıntıları birbiri üstüne yığıp, onun ayakları dibine fırlatan bir felaket. Melek, büyük bir olasılıkla orada kalmak, ölüleri diriltmek, parçalanmış olanı yeniden bir araya getirmek ister. Ama cennetten esen bir fırtına kanatlarına dolanmıştır ve bu fırtına öylesine güçlüdür ki, melek artık kanatlarını kapayamaz. Fırtına onu sürekli olarak sırtını dönmüş olduğu geleceğe doğru sürükler; önündeki yıkıntı yığını ise göğe doğru yükselmektedir. Bizim ilerleme diye adlandırdığımız, işte bu fırtınadır.” (Pasajlar, 2004:37)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder